2021 Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü’nün Sahibi Hidayet Karakuş

 2021 Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü’nün Sahibi Hidayet Karakuş

Şiir Emek Ödülü Hidayet Karakuş’un

Payda Yayınları tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “2021 Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü” (Şiir Emek Ödülü), 18 Aralık 2021 Cumartesi günü saat 14.00’de Ankara’da Mülkiyeliler Birliği’nde, yazın alanının hemen her dalında pek çok eser ortaya çıkaran ve yaşamını hep yazarak sürdüren Türk edebiyatının usta kalemi değerli yazar ve şair Hidayet Karakuş’a verildi.

Payda Yayınları’nın yazar ve Şair Nedret Gürcan’ın ailesi ile birlikte verdiği ‘2021 Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü’ bireysel başvuru yerine, yazın alanındaki emek yoğunluğu, çağdaş dünya görüşü, şiirlerindeki estetik ve dil bilinci göz önünde bulundurularak şair -yazar Hidayet Karakuşa verildi.

Etkinliği Ahmet Özer Yönetti

‘2021 Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü’ etkinliğini şair ve yazar Ahmet Özer yönetti. Şairin oğlu Osman Barkın Gürcan “Babam Nedret Gürcan,” Prof. Dr. Abdullah Şengül “Nedret Gürcan’ı Anarken,”  Şair, yazar ve çevirmen A. Kadir Paksoy “Şairler Yaprağı Dergisi ve Edebiyatımızda Nedret Gürcan” başlıklı anlatımlarıyla etkinliğe konuşmacı olarak katıldılar.

Ahmet Özer etkinliğin açılış konuşmasında; Nedret Gürcan’ın Dinar’da bir edebiyat ve sanat elçisi olarak yaşadığını, ilçesini ülke çapında tanıtan başarılı bir şair, yazar, iş adamı ve siyasetçi olduğunu anlattı. Gürcan’ın Dinar’da  “Şairler Yaprağı” adlı şiir dergisini büyük bir özveri ile çıkarırken, ülkenin tüm yazar ve şairleriyle de dostluklar kurduğunu, onları evinde konuk ettiğini, yolu Dinar’dan geçen herkese kapısının açık olduğunu ifade etti. Özer konuşmasında, Nedret Gürcan’ın Orhan Veli’ye olan hayranlığından ve şiirlerinde görülen Orhan Veli etkisinden de bahsetti.

Nedret Gürcan Başarılı Bir Şair, Çok İyi Bir Baba

Şairin oğlu Osman Barkın Gürcan konuşmasında; babası Nedret Gürcan’ın şairliği ve diğer özelliklerinin yanı sıra, çok iyi bir baba da olduğunu, çocuklarının eğitimleri için elinden gelen her desteği sağladığını göz yaşları içinde anlattı. Şairin üç çocuğunun da salonda olması, dinleyicilere Nedret Gürcan’ın da aralarında olduğu hissini yaşattı.

Osman Barkın Gürcan, evlerinin sanat, edebiyat ve siyaset dünyasının tanınmış isimlerinin uğrak yeri olduğunu, babasının iş yaşamının yoğunluğu nedeniyle, çok uzun bir süre şiire ara vermek zorunda kaldığını belirtti. 

Hasibe Ayten Etkinliğe Telefonla Bağlandı

Şair –yazar, dergi yönetmeni Hasibe Ayten, rahatsızlığı nedeniyle etkinliğe telefonla katıldı. Ayten; Nedret Gürcan’ın şair, dergici, iş insanı ve siyasetçi olarak Dinar ve ülkesi için çok önemli bir değer olduğunu, tüm edebiyatçıları Dinar’da büyük bir misafirperverlikle konuk ettiğini, Gürcan’ı tanımaktan ve onun dostu olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu anlattı.

Bir Kitapla Başlayan Dostluk

Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Profesörü Abdullah Şengül konuşmasının başında, gençlik yıllarında bir otobüs yolculuğunda oturduğu koltuğun üst bagajında unutulan bir  kitapla Nedret Gürcan şiirleriyle ilk kez tanıştığını, yolculuk sonunda okuduğu şiiri ezberlediğini fark ettiğini, sonrasında şairin izini sürerek, yaşarken tanışma şansını yakaladığını,  dostluk kurduğunu ve onun ilk biyografik kitabını yazdığını anlattı.

 Profesör Şengül Nedret Gürcan’ı anlatırken şu ayrıntılara  yer verdi: 26 Haziran 1931 yılında Dinar’da dünyaya gelen Nedret Gürcan, yaşamının büyük bir bölümünü Dinar’da sürdürür. Taşra yaşamı ve taşra yaşamının zorlukların şiirine en iyi yansıtan şairlerin başında gelir. Bu yüzden ismi hep ‘taşra’ kelimesinin yanı başında anıla gelmiştir. 1914’te Dinar’a kadı olarak tayin edilen ve Dinar türkülerine de konu olan Çilli Kadı’nın torunudur. Aslen Arhavili olan bu aile, bir asrı aşkın süredir Dinar’da yaşamaktadır. Şair Nedret Gürcan üçüncü kuşaktır. Çilli Kadı, Cumhuriyet’in ilânından sonra ilçede tek yargıç olarak Cumhuriyet Mahkemeleri’ni kurar.

İlkokuldan sonra İzmir Buca Yatılı Ortaokulu’na kaydolan Nedret Gürcan’ın yüreğindeki şiir kıvılcımları burada parlamaya başlar. Kısacası baba ocağından şiirin kucağına düşer. Buca Yatılı Ortaokulu’nda tanıdığı Cengiz Tuncer ve Cengiz Yörük ile aralarında sağlam bir dostluk kurulur. Onlar vasıtası ile sonraki yıllarda Tarık Dursun K. ve Ziya Metin ile tanışır. Bu yıllarda birlikte Kervan dergisini çıkartırlar.

Nedret Gürcan, İzmir Buca Yatılı Ortaokulu’nda tanıştığı “İzmirli Nurhan” ile 17 Mart 1956 tarihinde evlenir. Bu evlilikten Ali Niyazi, Etil ve Barkın isimli üç çocukları olur. 

Dinar’da edebiyata da yer veren Yeni Dostluk ve Vatandaş adlı siyasî iki yerel gazete çıkaran Nedret Gürcan siyasete de atılır. Bu alanda kazandığı tecrübe ve yaşadığı zorlukları, “İlçe Başkanının Not Defteri” adlı yazı dizisinde dile getirir.

İlk şiirleri Kaynak dergisinde yayımlanan Nedret Gürcan, sonraki yıllarda Varlık, Yeditepe, Kervan gibi dönemin en önemli edebiyat dergilerinde çıkan şiirleri ile adını sanat ve edebiyat camiasına duyurmayı başarır.

Nedret Gürcan şiir ve siyaset dışında, iş adamı yönüyle de ilçedeki un fabrikalarında yöneticilik yapar. 1972’den 1996’ya kadar yirmi dört yıl süren şiirin ikinci plana atıldığı suskunluk döneminden sonra ‘Tutkun ve Kırgın’ı yayınlar. Bunu 1998’de Beş Çayı takip eder.

Nedret Gürcan, ‘Benim Sevgili Taşram’ isimli anı kitabını yazar.    2005’de ‘Yaşanmış Taşra Öyküleri’ni yayımlar.

Şiir için, “düzyazının cücüğü” tabirini kullanan Nedret Gürcan, şiir zevkinin oluşmasını arkadaşlarıyla aralarında yaşanan bir inatlaşmanın belirlediğini söyler: “Onlar hep Yahya Kemal’i severdi. İnat için ben de Orhan Veli’yi tuttum. Bu inat beni modern şiirin derinliğine ve gerçekliğine götürdü.”

Bir şiirinde, “Kalbim/ En kırılgan yerim benim/ Öyle sevdalar geçti ki üzerimden” diyen Nedret Gürcan, edebiyat çevrelerinde bir aşk şairi olarak tanınsa da aynı zamanda taşra ve kent insanının yaşamına da şiirlerinde yer verir. Hem taşra yaşamını hem de kent yaşamını iyi bilmesi, ikisi arasında köprü kurmasını sağlar.

1951-1952 yılında İzmir’de Ziya Metin, Cengiz Tuncer ve Tarık Dursun K. İle birlikte çıkardıkları ve sekiz sayı süren Kervan adındaki aylık edebiyat dergisinden sonra, bu sefer tek başına bir taşra kasabası olan Dinar’da Şairler Yaprağı’nı çıkarır. Üstelik derginin sloganı ‘Türkiye’nin Tek Şiir Dergisi’dir ve tüm Türkiye’ye ulaşır. İlk sayısını 1 Mayıs 1954’te çıkaran Nedret Gürcan, Şairler Yaprağı macerasını 35-36. sayısını birlikte çıkardığı Temmuz-Ağustos 1957’de sona erdirir.

2 Eylül 2019 tarihinde Ankara’da yaşama veda eden Nedret Gürcan’dan geriye çoğu şiir olmak üzere on beş kitap kalır.

“2007’de Abdullah Şengül ve Döndü Çifci tarafından hazırlanan ‘Taşrada Şiire Tutunmak: Nedret Gürcan’ isimli çalışma şair hakkında bugüne kadar yapılan tek biyografi çalışmasıdır.

Taşrasından Taşan Ozan

Şair –yazar ve çevirmen  A. Kadir Paksoy da etkinlikteki konuşmasında: Nedret Gürcan’ın  “Taşra şairi” diye anılmasının taşrada yaşamasından değil, taşra insanının hayallerini, kırgınlıklarını, tutkularını, özlemlerini dile getirmesinden kaynaklandığını belirtti.

A. Kadir Paksoy, Nedret Gürcan’a  “Taşrasından taşan, taşrasını taşıran, ya da taşrasını taşıyan ozan da denebilir, her üç nitelemenin de karşılığı var onun ozanlığında ifadesini kullandı.

Paksoy; Nedret Gürcan’ın  o dönemde yaşayan ülkenin bütün önemli ozanları, yazarlarıyla mektuplaştığını, Turgut Çeviker’in hazırladığı Nedret Gürcan’a Edebiyatçı Mektupları’ndan öğreniyoruz derken,  Ozanın çıkardığı Şairler Yaprağı, dergisinin o yıllarda Türkiye’nin tek şiir dergisi olduğunu da belirtti.     A. Kadir Paksoy, Nedret Gürcan’ın 1995’deki Dinar depreminden sonra yirmi beş metrekarelik bir konteynırda yaşamak zorunda kalınca “sevgili taşra”sını terk edip Ankara’ya gelmek zorunda kaldığından söz ederek “Ben onun en çok yaşadığı yere sevgisini betimleyen şiirlerini sevdim dedi.

DEĞİŞEN

Faytonlar da gitti kasabamdan/ Şıngırtılı süslerinden soyunup

O ıslak gözlü/ Yorgun atlarıyla

İstasyon ve park dönüşleri şimdi/ İğde kokulu düşlerim

Eski bir film gibi geçiyor/ Kızlar ve pencereleri

Dinar’da Bir Sanat Çiçeği

2021 Nedret Gürcan Şiir Emek ödülü verilen şair ve Yazar Hidayet Karakuş’da ödülünü alırken yaptığı konuşmada:  

“Şair Nedret Gürcan Dinar’da bir sanat çiçeği gibi yaşamış, ürünler vermiş, İstanbul’dan, Ankara’dan, İzmir’den gelen tüm sanatçı dostlarını ağırlarken o küçücük ilçede çıkardığı Şairler Yaprağı dergisiyle Türk Edebiyatında Anadolu’dan yükselen bir ses olmuştur,” dedi.

Karakuş konuşmasının devamında “Nedret Gürcan kendi yazdığı şiirlerle, öykülerle, bir romanla büyük bir yürek taşıdığını, edebiyatı nasıl içselleştirdiğini göstermiştir. Hele ilçeye Isparta’dan alıp getirdiği bir matbaa öyküsü vardır ki, anılarını okuyanlar onun şiir tutkusuna, edebiyat dergisi çıkarma kararlılığına şaşıracaklardır. Şiirlerini yeniden yayımlamak edebiyata saygısı olan her yayıncının görevi olmalıdır” sözlerine yer verdi.

Hidayet Karakuş: Nedret Gürcan’ın şiirlerinin, edebiyatının tez konusu yapılması onun ne denli önemli bir edebiyat insanı olduğunun göstergesidir  ifadesini kullanırken, beni bu kıymetli şairin adına verilen ödüle değer gören seçici kurul üyelerine çok teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Bu ödülle babalarının adını yaşatma vefasını gösteren Ali Niyazi, Osman Barkın, Etil kardeşleri candan kutluyor, Nedret Gürcan’ın adının sonsuza dek yaşamasını diliyorum. Törene katılan tüm dostlar, arkadaşlar şiirsiz, sanatsız kalmayın! Bu törenler biraz da bunun içindir diyerek sözlerini bitirdi.

İlginizi Çekebilir

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir