ANKARA BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ’NİN AVUKATLARI, ELÇİN POYRAZLAR’IN POLİSİYE ROMANLARINI SORGULADILAR

 ANKARA BAROSU KADIN HAKLARI MERKEZİ’NİN AVUKATLARI, ELÇİN POYRAZLAR’IN POLİSİYE ROMANLARINI SORGULADILAR

“Polisiye, erkeklerin egemen olduğu bir alan”

Nurdane Özdemir Sağkan/ Ankara– Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi ‘Feminist Okumalar Etkinliği’nin ikincisi, 18 Nisan’da Elçin Poyrazlar’la birlikte gerçekleştirildi.  

Londra’da yaşayan Elçin Poyrazlar, gazeteci kimliğinin yanında feminist polisiye romanları ile de dikkat çekiyor. ODTÜ İşletme mezunu olan yazar, öğrenciliğinin ve gençliğinin şehri olan Ankara’da okurları ve dostlarıyla, kitapları üzerine konuşmanın kendisi için ayrıca bir mutluluk olduğunu belirtti.

Ankara Barosu Sadık Erdoğan Salonunda gerçekleştirilen etkinlikte, başta Kadın Hakları Merkezi avukatları olmak üzere, yazar Pelin Buzluk, Ali Bektaş ve Elçin Poyrazlar’ın okurları ile dostlarından oluşan kalabalık bir dinleyici kitlesi vardı.

Pelin Buzluk

                        “10 yaşında polisiye hastalığına tutuldum”

Elçin Poyrazlar, polisiye yazarlığının, erkeklerin egemenliklerini ilan ettikleri alanlardan biri olduğunu, fakat kadınların polisiye de dahil istedikleri her işi başarabildiklerini söyledi. Ülkemizde özellikle son yıllarda çevre aktivisti kadınların, doğanın tahrip edilmesine karşı gösterdikleri çaba ve direnişteki güçlerine ve etkilerine de dikkat çekti.  

Poyrazlar, kendisinin polisiyeye olan yakınlığının başlangıcını ise şu sözlerle anlattı:

“10 yaşında polisiye hastalığına tutuldum, anne ve babamın, ziyaretlerine gittiğimiz bir arkadaşlarının evlerinde, bir oda dolusu kitapla karşılaştım. Kütüphane dışında o kadar çok kitabı ilk defa görüyordum ve çok etkilenmiştim. Bir rafta yan yana Agatha Christie’nin pek çok kitabı vardı. Birini alıp okumaya başladım ve bir daha da vazgeçemedim.”

       “Bir kadının gözünden bir kadını yazmak istedim”

Elçin Poyrazlar, gazeteciliğin de bir tür virüs olduğunu, insanın içine bir kez girdikten sonra bir daha çıkmadığını ifade etti. Asıl işinin Avrupa Birliği’nde ekonomi uzmanlığı olduğunu, Cumhuriyet gazetesinin Brüksel ve Washington temsilcilikleri görevlerinde bulunduğunu anlattı. Poyrazlar, Cumhuriyet’in Washington temsilcisiyken, polisiye yazma fikrinin geliştiğini, en çok Rus ajanının Türkiye’de bulunması, cinayetlerin hep ilgisini çekmesi, kendisinde; Washington’da geçen, siyasi ve başrolde kadın olan bir gazeteci kitabı yazma isteği duyurduğunu ve bir kadının gözünden bir kadını yazmak istediğini söyledi. Doğum izninde olduğu dönemde yazmaya başladığı ilk polisiye romanı olan “Gazetecinin Ölümü”nün böyle ortaya çıktığını, fakat başlangıçta kitabı yayınlatmasının hiçte kolay olmadığını ifade etti. Dosyasını gönderdiği birkaç yayınevinden ret cevabı aldıktan sonra romanı yayınlamayı kabul eden yayınevinin, kendisine bu kitabın tek atışlık olup olmadığı sorusunu yönelttiğini de ifade etti

“Feminist polisiye yazıyorum”

Elçin Poyrazlar, iki şapkası olduğunu; sabahları yazar, öğleden sonra gazeteci olarak yoluna devam ettiğini, her ikisinin de çok disiplinli çalışmayı gerektirdiğini anlattı. Poyrazlar, okurların en çok merak ettikleri roman kahramanları olan Suat Zamir ve Selin Uygar hakkındaki sorulara, henüz okumayanlar için fazla ipucu vermeden açıklık getirdi.

Elçin Poyrazlar, kahramanları kadın olan romanlarını anlatırken, feminist polisiye yazdığının da altını çizdi. Yazarın, yazdıklarında özgür olduğunu, paşa gönlü ne isterse onu yazabileceğine de değindi.

“Kadın çocuk doğuruyor, evleniyor. Suat Zamir polis de olmak istiyor”

Etkinlikte, dinleyicilerin sorularını da cevaplandıran Elçin Poyrazlar, alanının polisiye olduğunu, katilleri açık ettiğini ama kitaplarının sonlarının hep sürprizle bittiğini de ifade etti. Poyrazlar, her kitabında ayrı bir şey denediğini de belirterek son kitabı ‘Çıplak Kalp’de çocuk istismarı ve şiddetin pornografisine yer verdiğini ama her şeyin dozunda olduğunu belirtti.

“Yazarın paşa gönlü ne isterse onu yazar”

Yazar, kadınları yaptıkları işte erkeklerden ayıran bir noktaya da dikkat çekerek; erkeklerin ben yaptım oldu derken, kadınların, yaptım ama daha iyisini yapabilir miyim diye kendilerini sorguladıklarını ifade etti.

Sıcak ve neşeli bir ortamda süren etkinliğin sonunda Olcay Poyrazlar, okurlarına kitaplarını imzalayıp onlarla birlikte fotoğraf çektirdi.

Elçin Poyrazlar; 1975’te Bursa’da doğdu. ODTÜ İşletme Bölümü’nün ardından Belçika’da ekonomi-politika doktorasını yaparken gazeteciliğe başladı. Brüksel, Washington, Londra ve Madrid’de; Cumhuriyet, Huffıngton Post, BBC ve Politico gibi pek çok yerli ve yabancı medya kuruluşu için çalıştı. İngiltere’nin seçkin derneği ‘Polisiye Yazarlar Birliği’ne (CWA) 2016 yılında kabul edildi.

            Romanları: ‘Gazetecinin Ölümü’(2014) / ‘Kara Muska’ (2016) /‘Mantolu Kadın’ (2018)/ Ecel Çiçekleri (2021-Yılın Polisiye Kitap Ödülü)/ ‘Kayıp Yüz’ (2022)/ ‘Çıplak Kalp’(2023)  

İlginizi Çekebilir

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir