Ankara’da Fiyab’ın düzenlediği; ‘Yönetmenlerle Film Söyleşileri’nin son konuğu “Bilge Ana-Mevlüde Genç” belgeseli ile Sevinç Yeşiltaş’tı

 Ankara’da Fiyab’ın düzenlediği;  ‘Yönetmenlerle Film Söyleşileri’nin son konuğu  “Bilge Ana-Mevlüde Genç” belgeseli ile  Sevinç Yeşiltaş’tı

  “Ben evlatlarımı kaybettim ama insanlığımızı kaybetmeyelim”

Nurdane Özdemir Sağkan/Ankara- Film Yapımcıları Meslek Birliği – Fiyab’ın düzenlediği; ‘Yönetmenlerle Film Söyleşileri’nin, Ankara’da yapılan son söyleşisinin konuğu  “Bilge Ana-Mevlüde Genç” belgeselinin yönetmeni Sevinç Yeşiltaş’tı.

“Farkındalık yaratmak için bu filmi yaptım”

2005 yılında Kültür Bakanlığına bağlı olarak kurulan, ‘Film Yapımcıları Meslek Birliği – Fiyab, ‘Yönetmenlerle Film Söyleşileri’nin sonuncusunu, 10 Aralık 2023 tarihinde Ankara’da  Milli Kütüphane Konferans Salonunda gerçekleştirdi. 

“Bilge Ana-Mevlüde Genç” belgeseli; ‘Solingen Faciası’ olarak da anılan, 29 Mayıs 1993’te neo-Naziler tarafından Almanya’nın Solingen kentinde evlerinin yakılması sonucu evlatları; (Gürsün İnce (28), Hatice Genç (19), torunları; (Hülya Genç (9), Saime Genç (5) ve yeğeni (Gülüstan Öztürk’ü (12) kaybeden acılı anne Mevlüde Genç üzerine kurulmuş bir film.

21 yaşından küçük, Nazi yanlısı dört Alman fail, Solingen’deki kundaklama olayından sonra yakalanıp tutuklandılar, cezalarını çektikten sonra serbest bırakılan ve kimlikleri gizli tutulan failler, yaşamlarını Almanya’da sürdürüyorlar.

Emre Yalgın-Sevinç Yeşiltaş

 “Bilge Ana-Mevlüde Genç” belgesel filminin salondaki izleyicilere gösterimi sonrasında yapımcı ve yönetmen Emre Yalgın’ın moderatörlüğünde, filmin yönetmeni Sevinç Yeşiltaş’la bir söyleşi yapıldı. Emre Yalgın, Yeşiltaş’a; bu filmi yapma fikrinin nasıl doğduğunu ve filmin nasıl gerçekleştirildiğini sordu.

Sevinç Yeşiltaş, filmle ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:

“TRT’ de yapımcıydım, belgesel filmler yapıyordum. TRT temsilcisi olarak Köln’de  bulunduğum dönemde Mevlüde Genç’i tanıdım ve bu belgeseli yapmaya karar verdim. Olaylara yaklaşımı ve bilgeliğiyle anneme çok benziyordu. Türk ve Alman toplumunu birleştirici barışçıl tutumu, çocuklarını unutturmamak ve aynı acının tekrar yaşanmaması için ölene kadar çaba göstermesi, bu konudaki tüm etkinliklere katılması, Alman annelere ve tüm annelere seslenerek; çocuklarınızın kalbine kötülük ve nefret tohumları ekmeyin çağrısıyla geleceğe güçlü bir mesaj bırakan Mevlüde Genç; öncü ve örnek bir kadındı. Almanya’da iz bırakan, bu güçlü Anadolu kadınını tanımayanlara tanıtma, başka kadınlara ilham olmasını sağlama arzusuyla bu filmi yapmak istedim. Beş yıl önce TRT’den emekli oldum ve ondan sonra bu belgeseli gerçekleştirdim.” 

Solingen’de yakılan ev

 “Bilge Ana Mevlüde Genç belgesel filmi; 1993 yılında Almanya’nın Solingen şehrinde Türk Aile Durmuş ve Mevlüde Genç çiftinin müstakil evinin naziler tarafından kundaklanması ve aileden beş kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan faciayı ve Mevlüde Genç’in olay sonrası mücadelesini anlatıyor. Belgesel; Mevlüde Genç’in faciadan sonra her toplantıda, anma töreninde barış, sevgi ve kardeşliği vurgulamasına, Almanya’da ve Türkiye’de barış içinde bir arada yaşamanın ve nefreti reddetmenin sembolü haline gelmesine odaklanıyor.”

Almanya’da  ilk defa bir Türk kadını Mevlüde Genç adına, Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde 10 bin euroluk ödül kondu”

“Bilge Ana Mevlüde Genç”

Mevlüde Genç, iki toplumu buluşturan, mesaj taşıyan değil kendisi mesaj olan bir kadın. Mevlüde Genç’in bakış açısını anlayanların bakış açıları da değişti. Köyünde de, ülkemizde de kimse onun yaptıklarının farkında değil. Farkındalık yaratmak için bu filmi yaptım.”

Mevlüde Genç, yirmi beş yıldır her sene 29 Mayıs’ta  Solingen’de, Alman yetkililerin de katılımıyla bir anma töreni yapıyordu. Belgeseli çektiğimiz yıl pandemi ortaya çıktı ve o sırada Amasya’nın Taşova ilçesindeki Mercimek köyünde bulunuyordu. İlk defa o yıl, anma törenini köyünde yapmaya karar verdi, biz de çekimi orada yaptık. Bu yüzden Almanya çekimleri ertelendi, bir yandan bu çekimleri bekliyordum diğer yandan Mevlüde Genç’in görmeyi çok istediği filmi bir an önce tamamlayıp ona göstermeyi arzu ediyordum. Dedim ki: Ben belgesel yapıyorum, sonuçta bu bir belgedir, geleceğe kalır, aslında biz daha iyi bir gelecek için belgesel yapıyoruz, hatırlama kültürüne bir katkımız oluyor. Onun için çekimleri hızlandırdık, Almanya çekimleri Mevlüde teyze yokken yapıldı, film tamamlandı. Mevlüde Genç’in de katıldığı bir törenle, Almanya’da filmin gösterimini yaptık,  iki ay sonra da Mevlüde teyze öldü.

“Bu olay unutulmasın istedik”

Mevlüde Genç, kamuoyunda Bilge Ana olarak tanınıyor, belgeselin adı da buradan geliyor. Belgeselin yönetmeni Sevinç Yeşiltaş “Bu olay unutulmasın istedik,” diyor.

Belgeselde; Mevlüde Ana’nın metanetli duruşu, sağduyulu açıklamaları, içindeki acıyı onurla taşıyışı, salondaki konuklara gözyaşlarını silerek filmi izlettirdi. Anadolu kadınının, acısına rağmen yüreğinde nefret değil sevgi tohumları taşıyıp bunu etrafına yayması, Alman toplumunda da bu barışçıl dilin ve sevginin filizlenerek karşılık bulması görülmeye değerdi. Ona “Bilge Ana” adını takmaları ise boşuna değildi.

1993 yılında yakılan o bina, bir sembol olarak yıkılmamış, bu günde yerinde duruyor

Mevlüde Genç, filmdeki konuşmasında; Solingen Belediyesinde temizlik işçisi olarak çalıştığını, ne çalıştığı yerde ne de oturdukları yerde kimseyle bir sorunları olmadığını, herkesle iyi geçindiklerini, o yüzden bunu yapanların dışındaki Almanlara karşı bir nefreti hiç taşımadığını söyledi.

“Ben evlatlarımı kaybettim ama insanlığımızı kaybetmeyelim.”  

Angela Merkel- Mevlüde Genç

“Solingen Almanya’daki Türkler için bir dönüm noktası”

Sevinç Yeşiltaş, Solingen faciasının, Almanya’daki Türkler için bir dönüm noktası olduğunu ve ilk defa bir Türk kadınının, Mevlüde Genç’in  öne çıktığını belirtti. Almanların Mevlüde Genç’in sevgi dolu, barışçıl yaklaşımına şaşırdıklarını ve ilgi gösterdiklerini,  Solingen olayından sonra Alman kamuoyunun da büyük tepkisiyle, basının yabancılara karşı ırkçı haberleri yazmayı durdurduklarını anlattı.  

“Belgesel filmin bir misyonu olmalı”

Sevinç Yeşiltaş, belgesel filmde farkındalık yaratmanın çok önemli olduğunu belirtti. Yeşiltaş, bir Anadolu kadını olan Mevlüde Genç’in, Almanları suçlamadan, birlikte sevgi ve barış ortamında yaşamaya verdiği önemi, belgeselde ön planda tutarak, Alman kamuoyunda bu tutumun gereken karşılığı bulmasına da dikkat çektiğini ifade etti.

Söyleşinin ardından filmin yönetmeni Sevinç Yeşiltaş, salondaki konukların filmle ilgili sorularını cevaplandırdı.

Filmde yer alan arşiv görüntülerine nasıl ulaştıkları ve çekimleri yapabilmek için bir yardım alıp almadıkları sorusuna Sevinç Yeşiltaş şu açıklamayı yaptı:

TRT arşivinden görüntü satın aldım, Kültür Bakanlığından ise maddi destek aldım. Belgeselde araştırma çok önemli. Mevlüde Genç’in bir kişisel arşivi yoktu ve hepsini biz araştırıp oluşturduk. Türkiye’de görüşme yapılacak insanlardan randevu almak daha kolay, Almanlar daha zor randevu veriyorlar, işleri olmasa bile daha geç tarihler veriyorlar. İki ülke arasında yapılan anlaşma gereği, Almanya’daki çekimlerde bir zorluk çıkarmıyorlar, çekimleri kolaylıkla yaptık.

Yeşiltaş’a, yeni bir belgesel çekme planı olup olmadığı konusunda yöneltilen soruya ise şu cevabı verdi:

“Köy öğretmenleriyle ilgili bir film yapmayı çok istiyorum.” 

Mevlüde Genç’in belgesel filmdeki çarpıcı ve hafızalarda kalan bazı açıklamalarını aktarmak, onun acısını ve insani duygularını yansıtmak anlamında da çok belirleyici:

” Çocuklarım için beş çınar ağacı diktim köyde. Çınar ağaçlarının büyüdüklerini gördükçe mutlu oluyorum. O ağaçlarla onları da yaşattığımı düşünüyorum.”

“Benim kız çocuklarına karşı hep büyük bir sevgim vardır, kızım olmasını çok istiyordum. Bir gün bana dediler ki; “süpürgenin üzerine oturursan kızın olur,” ben bu sözlere inandım, her gün merdivenin başına süpürge koyup üzerine oturuyordum. İlk çocuğum erkekti ama ondan sonra peş peşe beş kızım oldu.”

“Ben çocuklarıma çok iyi davrandım, onları hiç kırmadım, ne isterlerse elimden geldiği kadar yapmaya çalıştım, iyi bir anne olmak için çabaladım. Herkese de söylüyorum, çocuklarınıza iyi davranın, benim gibi onları sevdiğinizi gösterin.”

“Bu yangından bir gün sonra bayramdı, çocuklarıma yeni kıyafetler aldım, paketlerle getirdim. Akşam gördüler çok sevindiler, yeni elbiselerinizi giyin de bir yürüyün dedim. Giydiler, yürüdüler, üzerlerinde yeni elbiselerini gördüm. İyi ki de giydirmişim, bir daha giyemeden yandı çocuklarım. Merdivenleri de yakmışlar ki evden çıkamasınlar, hiçbiri kurtulamadı, onların yanarken bağırışları hâlâ kulaklarımda.”

“Çocuklarımı öldürüp sıra sıra yan yana dizen o dört kişiyi affetmiyorum, onların dışında hiçbir Almana karşı nefret beslemiyorum, burada hepimiz kardeş gibi birlikte yaşıyoruz, yangından önce de sonra da hiçbir komşumuzla bir sorun yaşamadık. Çocuklarımı yakanların anneleri, onlara sarılıyor ama ben çocuklarıma sarılamıyorum, buna dayanmak çok zor. Allah kimseye bu acıyı, evlat acısını yaşatmasın. Her gün Allah’a dua ettim, bana diğer çocuklarıma, torunlarıma annelik yapabilmem için sabır ve güç versin diye.”

“Çocukken köyde bir yakınımız babama, benim için “kızın çok zeki, bu kızını okut,” dedi. Babam da “bağda bahçede çok iş var, onların yardımı olmadan bu işlere yetişemem, okula gönderemem ” dedi, ben de okuyamadım.”  

Filmi seyrederken; Mevlüde Ana’nın acıya karşı metanetle duruşu, çocuklarının anısını yaşatmak, onları unutturmamak için çabaları, Türk ve Alman toplumlarının arasındaki barış ve kardeşlik için mücadelesi, onu tanımadan bile ne kadar özel bir insan olduğunu gözler önüne seriyordu.

Filmde dikkat çeken bir söylem de: Orada yaşayan Göçmen Türkler için Türkiye’nin motherland (ana memleketi), Almanya’nın ise Fatherland (baba memleketi), olarak nitelendirilmesiydi.   

Mevlüde Genç

Mevlüde Genç, 2022 yılında Almanya’da  79 yaşındayken yaşamını yitirdi. Solingen’de, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Hendrik Wüst’ün de katıldığı bir törenle, memleketi Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Mercimek köyüne uğurlandı.

Wüst, törende yaptığı konuşmada: Mevlüde Genç’in Almanya için örnek ve özel bir insan olduğunu, çocuklarını, torunlarını ve yeğenini kaybetmesine rağmen hayal bile edilemeyecek şekilde metanetli, her zaman uzlaşmacı ve barışçıl bir insan olduğunu ve onu  hiçbir zaman unutmayacaklarını, adına düzenledikleri ödül töreniyle kendisini anmaya devam edeceklerini belirtti.

Sevinç Yeşiltaş

Üzerinden 30 yıl geçen Solingen faciasının belgeselini çekerek, “Bilge Ana Mevlüde Genç”i bize tanıtan ve bu olayı belgeleyerek unutulmamasını sağlayan yapımcı-yönetmen Sevinç Yeşiltaş başta olmak üzere, filme emeği geçen herkese ve bu etkinliği  gerçekleştiren Fiyab’a teşekkürler, Mevlüde Ana’nın anısına saygıyla…

.

İlginizi Çekebilir

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir